SALGIN HASTALIKLARIN TARİHİ

(Bu yazı GENÇ İVEK SAĞLIK BİLİM VE TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ’nin 6. sayısında yayımlanmıştır.) 

Dr. Öğr. Üyesi Mahmut TOKAÇ

İstanbul Medipol Üni. Tıp Tarihi ve Etik Bölümü

İnsanoğlu var olduğu günden bu yana pek çok felaketle karşı karşıya kalmıştır. Bunların en önemlilerinin başında salgın hastalıklar gelmektedir. Bulaşıcı hastalıkların toplumda yaygın bir şekilde görülmesine “salgın hastalık” (epidemi) denilir. Toplum sağlığını ciddi şekilde etkileyebilen bulaşıcı hastalıkların dünyanın önemli bir bölümünü etkileyecek “küresel salgın” şekilde yaygın olarak görülmesi ise “pandemi” olarak adlandırılır. Pandemiler milyonlarca insanın ölümüne yol açacak kadar ciddi durumlara sebep olabilmektedirler.

Tarihte bilinen salgınların Veba, Çiçek, Tifüs, Kolera, Şarbon, Trahom, Cüzzam, Frengi, St. Anthony ateşi, Uyuz, Verem, Sarı humma, İnfluenza, AİDS gibi pek çok etkeni olabilmektedir. Bunlar içinde en bilineni ve belki de en etkili olanı veba olmuştur.

Batıda veba bazı durumlarda tüm salgın hastalıklar için kullanılagelen genel bir tabir olmuştur. İslam dünyasında ise “tâun”bulaşan ve yayılan salgın hastalıklar için kullanılan bir kelimedir.

Hz. Muhammed (as) bir hadislerinde “Bir yerde tâûn çıktığını duyasanız oraya gitmeyin, bulunduğunuz yerde tâûn çıktığı takdirde ise oradan ayrılmayın.” buyurarak salgın hastalıklara karşı karantina uygulanmasını tavsiye etmiştir.

Hz. Ömer, halifeliği döneminde Şam’a doğru giderken oraya yakın bir beldede tâûn çıktığı haberini alınca gitmekten vazgeçerek geri dönmesi üzerine; “Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun?” diyen Ebû Ubeyde’ye şu tarihi cevabı vermiştir: Allah’ın kaderinden yine O’nun kaderine sığınıyorum.

Veba ya da Kara ölüm

1894 yılında Alexandre Yersin tarafından tespit edilerek “yersinia pestis” adı verilen basilin yol açtığı hastalık olan veba hastalığı için tarihte çeşitli isimlendirmeler de mevcuttur: Plague, Black death (kara ölüm), Peste/pestis, Tâûn, Kıran vs.

Vücuda giriş yerine ve vücutta yerleştiği yere göre Bubonik (Hıyarcıklı) Veba, Akciğer Vebası, Septisemi Vebası olarak üç türü vardır.

Tarihte Veba

MÖ. 2000 yılları civarında yazılmış olan Gılgamış Destanı’nda “veba tanrısı” ifadeleri ile o dönemlerde veba salgınlarının bulunduğu anlaşılmaktadır.

M.Ö. 1300 civarlarındaki Hitit dönemi tabletlerinde 2. Murşili’nin veba salgınları için yaptığı dualar mevcuttur. 1. Şuppiluliuma döneminde (yaklaşık MÖ 1344-1322) yapılan haksızlıklardan dolayı tanrılarını kızdırdıkları için veba olduğunu düşünen 2. Murşili, tanrılara vebadan korunmak için kurbanlar sunmuştur.

M.Ö. 430 yılında Atina’da başlayan veba salgınında halkın neredeyse üçte birinin ölmüştür. Bir yıl sonra Atina’da tekrarlayan veba yine binlerce Atinalı’nın ölümüne neden olmuştur. Bu salgında çok sevilen komutan ve devlet adamı Perikles de vebaya yakalanarak ölümü Atina halkında büyük üzüntü yaratmıştır.

M.S. 165-180 yılları arasında doğu seferlerinden dönen Roma İmparatorluğu askerler tarafından getirilerek tüm İmparatorluk nüfusunun üçte birini yok eden şiddetli salgın yaşanmıştır. Günde 2 bin kişinin ölümüne neden olan bu salgın Antoninus vebası olarak da anılır.

M.S. 260 yılında Sasanilerin durmak bilmeyen saldırıları Sasaniler üzerine yönlendirilen fakat veba nedeniyle ordusu zayıflayan Valerianus’un, Edessa’da Sasaniler tarafından kuşatıldığı kaynaklarda yer almaktadır.

Tarihte en büyük etkiyi bırakan meşhur 3 büyük Veba Salgını

Tarihte pek çok veba salgını olmakla birlikte en fazla ölüme sebep olan 3 veba salgını özellikle kaydedilmiştir. Bunlar: M.S. 541 yılında Konstantinopol’de İmparator Jüstinyen başlayan 1. Veba (Jüstinyen Vebası), M.S. 1346-1353 yılları arasında Avrupa nüfusunun neredeyse yarı yarıya azaldığı 2. Veba (Kara Ölüm) ile M.S. 1855-1859 yılları arasında Çin’de başlayarak dünyaya yayılan ve sadece Çin’de ve Hindistan’da milyonlarca insanın ölümüne neden olan 3. Veba’dır.

16-18. yüzyıllar arasında irili ufaklı pek çok veba salgını gerçekleşen Avrupa’da veba salgınlarının sonuncusu 1720’de yaşanmıştır. Hz. Muhammed’in (as) tavsiyesinden bin yıl sonra fark edilen karantina önlemlerinin uygulanması sayesinde Avrupa’da bu tarihten sonra bir daha veba salgını görülmemiştir. Ancak dünyanın geri kalan bölümlerinde özellikle Asya ve Afrika’da karantina tedbirlerine tam uyulmadığı için bir süre daha veba salgınları devam etmiştir. (Örneğin 3. Veba olarak adlandırılan veba salgını)

Tarihte Diğer Salgınlar

Kolera Salgınları

Tarihte yedi büyük kolera salgını yaşandı. Bunların içinde 1844 yılında Hindistan’da başlayıp İran yoluyla Osmanlı topraklarına ulaşan ve 1847-1848 yıllarında Osmanlı tebaasında çok sayıda ölüme yol açan salgın önemli bir yer tutmaktadır. 1852-1860 tarihleri arasında Hindistan’da başlayıp tüm dünyayı etkisi altına alan kolera salgını en ölümcül olanıdır.

Tifüs Salgınları

1914-1918 yılları arasında Birinci Dünya Savaşı sırasında bitlerle taşınan Tifüs bakterisi dolayısıyla Tifüs salgınlarında Asya ve Avrupa’da 25 milyon kişi hastalandı ve özellikle Rusya ve civarı ülkelerde 3 milyona yakın insan hayatını kaybetti.

İnfluenza Salgınları

20. yüzyıl başında influenza salgınları dünyanın başına musallat olmuştur. 1918 yılında ABD’nin Cansas City şehrinden başlayan ve İspanyol Gribi adıyla meşhur olan influenza salgınında farklı görüşler olsa da 50 ila 100 milyon arasında sağlıklı insanın ölümüne neden oldu. Bu sayı birinci ve ikinci dünya savaşlarında ölen insan sayısının toplamından kat kat daha fazladır.

Salgınların Yayılma Sebepleri

Tarihte yaşanılan büyük salgınların en önemli sebeplerinden biri tarım toplumlarının gelişmesi ve insanların yerleşik hayata geçmesi olarak görülür. Yerleşik sisteme geçişle beraber kentlerin kurulması ve insanların yoğun olarak bir arada yaşamaya başlaması ancak hijyenin sağlanamaması, temiz su bulunamaması, tuvaletlerin ve kanalizasyon sistemlerinin olmaması, çöplerin toplanamaması, evlerin sağlıksız olması, sosyo-ekonomik koşulların bozukluğu, sağlıklı beslenememe durumları, açlık ve sefalet, iklim değişiklikleri, göçler, doğal afetler gibi sağlığı bozucu şartlar yanında, ticari seyahatler, askeri hareketler ve hac gibi dini ibadetler dolayısıyla farklı bölgelerden insanları bir araya getiren etkinlikler de salgınların artmasında rol alan önemli sebeplerdendir.

Salgınların Toplumlara Etkileri

1– Demografik etkileri: Salgın hastalıkların sebep olduğu kitlesel ölümler dünya nüfusu üzerinde azaltıcı etki yapmıştır. 14. yüzyılda veba salgınında Avrupa nüfusunun yarıya yakınının öldüğü rivayet edilmektedir.

2– Ekonomik etkileri: Salgının sebep olduğu ölümler ve göçler dolayısıyla ticari hayat tümüyle durma noktasına gelmiş, tarım ve hayvancılık yapılamadığından gıda ve ihtiyaç maddelerinde kıtlık ortaya çıkmıştır. Bu da bu ürünlerin fiyatlarında aşırı artış dolayısıyla bireyleri ve devletlerin ekonomilerini olumsuz etkilemiştir.

3– Sosyal-dini etkileri: Salgınlar dolayısıyla göçler olmuş, şehirlerin yerleri bile değişebilmiştir. Bu gibi değişiklikler toplumsal istikrarsızlıklara yol açmıştır. Nüfustaki azalma ücretlerin artmasına ve bunun neticesinde feodal sistemin ortadan kalkmasına sebep olmuştur.

14. yüzyıldaki Kara Ölüm Rönesansın başlamasındaki en önemli etkendir. Martin Luther’in Katolik Kilisesinin baskıları karşısında Protestanlığı ortaya çıkarmasında ve batının Karanlık Çağdan kurtuluşunda da bu salgın etkili olmuştur.

4– Siyasi etkileri: Salgınların en bilinen siyasi etkisi Roma İmparatorluğunun çöküşüdür. Askeri güçlerle yenilemeyen Roma İmparatorluğu veba salgınına yenilerek tarih sahnesinden çekilmiştir. Bunun gibi salgın hastalıkların bazı devletlerin yıkılmasına sebep olduğu kayıtlarda mevcuttur. Bazı devletlerde de yönetimlerin değişmesine sebep olmuştur.

5– Askeri etkileri: Salgın hastalıklar özellikle askerler arasında kolayca yayılabildiği için orduları kırıp geçirmiş, hatta güçlü orduların savaş kaybetmelerine sebep olabilmiştir. 452 yılında 2. Roma seferine çıkan Atilla, ordusunda salgın hastalık baş göstermesi üzerine seferini yarıda kesmek zorunda kalmıştır. İspanyol gribi olarak bilinen 1918 influenza salgınının 1. Dünya savaşının bitmesinde önemli bir etkisinin olduğu kanaati hakimdir.

6- Bilime etkileri: Salgın hastalıkların önlenmesi amacıyla yapılan çalışmalar bilimsel gelişmeleri hızlandırarak bilime olumlu anlamda etki etmiştir.

Newton buluşların çoğunu 1665 yılından başlayarak iki yıl boyunca Avrupa’nın önemli kısmını etkileyen veba salgını dolayısıyla eğitime ara verildiğinde gerçekleştirmiştir.

7- Psikolojik etkileri: Salgın hastalıklar insanların hislerini, duygularını kaybetmeleri, çıldırmaları, birbirlerine hücum edip öldürmek istemeleri ya da intihar etmelerine sebep olmaktadır..

8- Sanata etkileri: Her dönemin sanatında o dönemde öne çıkan salgın hastalıkların etkisi görülmektedir. Önceleri cüzzam, Orta Çağdaki veba, sonrasında ise verem sanata etki eden hastalıklar olmuştur.

Sonuç

Salgın hastalıklar toplumların ve devletlerin üzerinde demografik, ekonomik, sosyal, siyasi, askeri, bilimsel, psikolojik ve sanatsal alanlarda çok ciddi etkileri görülmüştür.

Tarihteki tecrübelerden faydalanarak günümüz salgınlarını daha hasarsız atlatabiliriz.

Kaynaklar

Arık, Feda Şamil; (1991). “Selçuklular Zamanında Anadolu’da Veba Salgınları.” Tarih Araştırmaları Dergisi  (15): 27–57.

Aydemir, Leyla; (2019). “Eski Yunan ve Roma Dünyasında Şifacı Tanrıçalar ve Şifacı Kadınlar Arasındaki İlişki”, Anadolu Araştırmaları-Anatolian Research, 22, 55–74 DOI: 10.26650/anar.2019.22.643030

Günay, Enver; Türkmen, Sena; Özbek, Sefa; (2018). “İktisadi Düşünce Üzerinde Doğa Bilimlerinin Etkisi, Klasik Fiziğin İktisadi Alana İlk Uyarlaması: Fizyokrasi”, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 8 (1) , 41-66

Hot, İnci; (2012). “Orta Çağ Avrupasında Salgınlar.” SD Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü Dergisi (23): 92–95.

İbnu’l-Kayyim el-Cevziyye, “et-Ṭıbbu’n-Nebevî (Peygamber Efendimizin Maddi-Manevi Sağlık Öğütleri)”, (Çev.: Yusuf Ertuğrul), İslami Neşriyat Yay., Konya.

Kılıç, Selçuk; (2006). “Biyolojik Silah Olarak Bakteriler: Kategori A Ajanlar”, Türk Hij Den Biyol Dergisi, Cilt 63, No 1,2,3 S : 21 – 46.

Kömürcü, Aysel; (2019). “Hitit Krallığı’nda Veba Salgını ve Etkileri (M.Ö. II. Binyılın İlk Yarısı)”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi (Danışman: Selim Kaya), Afyonkarahisar, 2019

Özden, Kemal; Özmat Mustafa; (2014). “Salgın ve Kent: 1347 Veba Salgınının Avrupa’da Sosyal, Politik ve Ekonomik Sonuçları”, Epidemic and the City: Social, Political and Economic Results of Plague of 1347 in Europe.” İdealkent (12): 60–87.

Spyrou, M.A., Keller, M., Tukhbatova, R.I. et al.; (2019). “Phylogeography of the second plague pandemic revealed through analysis of historical Yersinia pestis genomes”. Nature Communications, 10, 4470 https://doi.org/10.1038/s41467-019-12154-0

Tekin, Oğuz; (2016). “Eski Yunan ve Roma Tarihine Giriş”, İletişim Yayınları, İstanbul, ISBN: 978-975-05-1301-

Tokaç Mahmut; “Geçmişteki Salgınların Dünya Üzerinde Bıraktığı İzler”, Katılım Finans Dergisi, 2020: 4(19); 42-45.

Tokaç Mahmut: “Verem ve Sanat”, SD Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü Dergisi, Kış 2013-2014; 29: 98-103.

Varlık, Nükhet; (2011). “Tâûn maddesi”, TDV İslâm Ansiklopedisi, 40. Cilt, 175-177

Yolun, Murat;. (2012). “İspanyol Gribinin Dünya ve Osmanlı Üzerindeki Etkileri”, Yüksek Lisans Tezi (Danışman: Metin Kopar), Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

* Bu yazı SD Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü Dergisinin Güz 2020 – 56. sayısında yayımlanan makaleden yazarı tarafından kısaltılmıştır.