TIP MERKEZLERİ GEREKSİZ Mİ?

Prof. Dr. Sabahattin AYDIN

Tıp merkezlerinde ve dal merkezlerinde çalışan doktorlar kapasitelerini tam olarak kullanamıyorlar, işgücü israfı oluyor. Bilhassa cerrahi dallarda ameliyat kapsamlarının çok sınırlı olması bu dallardaki hekimlerimizi atalete mahkûm ediyor. Bu ifadeler doğru ve yaygın bir kannaatin yansımasıdır. Hal böyle iken, tıp merkezleri ile Sosyal Güvenlik Kurumunun sözleşme yapması buralara hasta akışını sağlamış ve doğal olarak kamu kurumlarından ve özel hastanelerden uzman doktorların tıp merkezlerine geçişi hızlanmıştır. Bu vakıa karşısında tıp merkezlerinin sistemi zorladıkları, gereksiz oldukları ve hatta zarar verdikleri yönünde görüşler ileri sürülmeye başladı.

Ben ileri sürülen bu görüşlere katılamıyorum.  Bir aktörün kötü bir senaryoyu oynamaktan dolayı kötü biri olarak algılanması doğru değildir. Tıp merkezleri bugünkü haliyle, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından kurgulanmış birinci basamak sağlık kuruluşları gibi dar alanda rol yapmak zorunda bırakılıyor.  Bunun yanında, ülkemizdeki birinci basamak genel kabulün aksine buralarda uzman hekimlerin çalışması öngörülüyor. Aslında Mevzuata bakıldığında özel polikliniklerin birleşik pratisyen hekim muayeneleri, tıp merkezlerinin de birleşik uzman hekim muayeneleri tarzında düşünüldüğü anlaşılıyor. Muayeneler gerçekte birinci basamak sağlık hizmeti verdiklerine göre bu yapılar da farklı bir fonksiyon icra etmiyor demektir. Gerçi bu kurgunun ülkemiz pratiğine çok iyi oturmadığı fark edildiğinden, Cerrahi tıp merkezi, laboratuvar vs. gibi detaylandırmaya gidilmiş, ancak ana taassuptan kurtulunamadığı için ruhsat verilen ameliyathanelerde ameliyat yapılmasına izin verilmemiştir. Altyapısı eksik, cerrahi yoğun bakım, anesteszi uzmanı ve birçok destek branşı olmayan hastanelerde cerrahların yaptığı ameliyatlarda bir sınırlamaya gidilmezken, sadece yataklı hizmeti farklı olan tıp merkezlerine yaptırım uygulanmıştır. Yani bu merkezler mevzuat yoluyla atalete zorlanmaktadır.

Her ne kadar teşekküllü büyük hastanelerin ölçek ekonomisi, bir çok hizmetin bir arada olması dolayısı ile entegre hizmet gibi avantajları var sa da, sağlık sisteminde ikinci basamak hizmetlerini sadece böyle hastanelere mahkum etmek, hizmete erişilebilirliği ve hizmetin maliyetini artıracaktır.  Büyük hastaneler belirli kampuslara kurulmak zorundadır; bu zorunluluk ulaşım sorunlarını ve maliyetini birlikte getirir. Halbuki hastanın apendektomi ameliyatını veya katarakt ameliyatını mahallesindeki ya da sokağındaki bir merkezde yaptırabilmesi, erişilebilir, ucuz bir hizmet ortaya çıkaracağı gibi büyük hastanenin yükünü de azaltacaktır. Dâhili branşların çoğunun hizmeti buralarda verebilmesi mümkündür. Cerrahi branşlarda her poliklinik vakası ameliyat demek olmadığına göre, teşhis hizmetlerinin büyük bir kısmı, özel bir risk taşımayan küçük ve orta grup ameliyatların nerdeyse tamamı buralarda yapılabilir. Daha küçük alanlarda, düşük maliyetli yatırımlar olduğu için hizmetin maliyeti de düşük olacaktır. Sürdürülebilirlik kaygısı çeken bir sağlık sisteminin bu avantajları ortadan kaldırarak kendisini basit ve orta işlerin daha pahalıya mal edildiği komlike işler için yatırım yapılmış kurumlara mahkûm etmesi kabul edilemez bir durumdur.

Netice itibarıyla tıp merkezleri bugünkü mevzuattan kurtarılarak aktif gün hastaneleri şeklinde yapılandırılmalıdır. Gerekirse bir üst kurumla afiliasyon yapmaları sağlanabilir. Ancak bu düzenleme büyük hastanelerin tıp merkezi açmaları şeklinde geliştirilirse “kârlı hasta avcılığı”na dönüşebilir.

1- Tıp Merkezlerinin mevzuatı 15 Şubat sonrası olumlu yönde değiştirilmiştir.
2- Buralarda yapılacak ameliyatlar için genel ilkeler konup sınırlamalar kaldırılmalı veya genişletilmelidir.
3- Müstakil tıp merkezleri hastanelerden uzakta ve ayrı mülkiyetle açılmalı, bunlar genel hastane bünyesindeki gün hastanesi “outpatient clinic, day surgery, day hospital, ambulatory care center” gibi yapılarla karıştırılmamalıdır. 
4- Ayrıca yukarıda belirttiğim genel hastane bünyesindeki yapılar için vakit geçirmeden mevzuat hazırlanmalıdır.