Bir Eczacının Penceresinden COVID-19’un Düşündürdükleri

(Bu yazı GENÇ İVEK SAĞLIK BİLİM VE TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ’nin 6. sayısında yayımlanmıştır.)

İşl. Uzm. Ecz. İbrahim YAVUZ

Eczanelerimizde yaşadıklarımız tam bir hayat dersi ve yaşam mücadelesiydi.  Covid pandemisi sırasında eczanelerimizde = işletmelerimizde bir takım tedbirler aldık. İşletmelerimiz ve çalışanlarımız “Pandemiye karşı ne kadar iyi korunuyoruz?”  sorusunu kendilerine yönelterek, birtakım önlemler aldılar. Bazı STK’lar komisyonlar oluşturup pandemiyi izleyerek, hükümet iradesince alınan kararları üyeleriyle paylaştı, olası tedbirler üzerinde kafa yordular.  Zamanla Türkiye’mizin başarılı bir mücadele verdiğine kanaatimiz oluştu. Pandemi nedeniyle kaybettiğimiz vatandaşlarımızın sayısı azalıyordu. On beşli rakamlara küçük gözüyle bakıyor, ölümlerin çok azaldığını düşünürken, çok önemli bir sosyal olguyu göz ardı ediyorduk. On beş ölü; on beş ocağa ateş düşmesi demekti. Bir taziye evinde  tek bir vefat üzerine yaşanan kaos, üzüntü ve kaybın büyüklüğü konuşulur; vefat edeni tanıyanların hepsinde kayıptan ötürü uzun süre devam edecek acı bir boşluk yaşanır. Bu kayıptan dolayı çalışma hayatında, arkadaş çevresinde, iş yerinde artık onun yerinin başkaları tarafından doldurulması gerekecektir.  Ailesi için ise yeri doldurulamayacak bu kaybın telafisi mümkün değildir. 

 Sizlerden empati yapmanızı istirham ediyorum; tabii ki, ölüm hayatın bir gerçeği olsa da, söz gelimi konuşuyorum. Allah kaldıramayacağımız yüklerle bizleri sınamasın. Bir yakınımızı kaybettiğimizde yaşadıklarınızı bir düşünün; vefat edene yakın, uzak, kalben yakın, mesafece muhtelif,  ilgili insanların iç dünyalarında kopan fırtınalar…

  • Düşünün, düşünün…

Annesini, babasını, evladını velhasılı canının bir parçasını toprağa vermek zorunda kalanların ruh hallerini. Şimdi kaybettğiniz yakınınızın ardından neler hissettiğinizi hatırlamış, göğsünüzde canınızı acıtan hatıraların verdiği bir sızı başlamıştır. Sizden bir şey daha istiyeceğim; şimdi lütfen bu acıyı on beşle çarpınız.

  • !

-?

Acı tahmin edemeyeceğiniz kadar büyüdü, değil mi?  Oysa az önce kayıplarımızın on beşlere düşmesini başarı kabul ediyorduk. Evet şimdi hepimize düşen, Sn. sağlık bakanımızın dediği gibi iyimser olalım ama, tedbiri elden bırakmadan. “İyimser tedbirli’’ olalım. Tabii ki 15, 16 dan iyidir. Ama sıfır hepsinden iyidir. 

 Sevgili eczacılarımız şimdi kolları sıvamanın tam zamanıdır, eczanelerimizde aldığımız tedbirlerle, eczanelerimize gelenlere kazandırdığımız bilinçle çok yol aldık. Her zaman övündüğümüz “Eczacınız en yakın ve en maliyetsiz sağlık danışmanınızdır.” imajını güçlendirmek için daha uygun bir zamanlama olamaz. Kamuoyunu aydınlatmak, bilinçlendirmek ve nasıl korunacağına dair ipuçları verirken örnek olmak bizi biraz daha yoracak ama inanın bin kat daha değerli kılacaktır. 

Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının konuşulduğu bu günlerde, kırpılmadık yanı kalmayan, hareket kabiliyeti iyice kısıtlanan mesleğimizin, maske faciasından sonra sizlerin gayretlerine çok ihtiyacı vardır. Yepyeni birtakım eczacılık uygulamalarının konuşulduğu, kimi zaman bazıları tarafından suistimal edildiği bu günlerde, hem değişime açık olmak hem de innovatif öneri ve projelerimizle değişimin içinde olmak boynumuzun borcudur. Geride kalmamak, günü yakalamak hatta bir adım önde gitmek gereklidir. Geleceğin eczacılığını ancak ve ancak sizlerin sınır tanımayan hayal gücünüzle yaşadığımız günlere taşıyacağız. Bunu unutmadan harcayacağınız çabaların; sizlere, mesleğimize paha biçilmez değerler katması ümit ve temennisiyle, sağ ve esen kalınız.