(Bu yazı GENÇ İVEK SAĞLIK BİLİM VE TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ’nin 8. sayısında yayımlanmıştır.)
BETÜL SÜNNETÇİOĞLU
Ankara Üniversitesi
Eczacılık Bölümü Lisans Öğrencisi
Kanser mücadelesi için yapılan çalışmalar, bir hastalık grubu çerçevesinin çok ötesinde, genel olarak hayatın tüm fizyolojik ve fizyo–patolojik süreçlerine ışık tutmaktadır. Küresel boyutta, bilgisayar veri tabanlarına dayanan bilgi işlem ve moleküler düzeydeki biyokimyasal simülasyon olanakları ile etken madde taramaları ve yeni ilaç tasarımları çok daha hızlı, daha ekonomik ve güvenilir şekilde yapılabilmektedir.
Kanser Nedir?
Kanser en kısa tanımıyla, hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmaları demektir. Anormal şekilde çoğalmaya başlayan bu hücreler bulundukları yerdeki ve hatta uzaklarında bulunan doku ve organları işgal eder ve bu bölgelerde işlevsel bozukluklara yol açarlar.
Kanserin Dünyamızda Etkileri
Kanser günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biridir. Sık görülmesi ve ölümcül olması nedeniyle de bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) paylaştığı verilere göre, sadece 2018 yılında, 18,1 milyon insana kanser teşhisi konulurken, 9,9 milyon kişi kanserden hayatını kaybetmiştir. Kansere yakalanan kişi sayısının yıllar içinde gösterdiği artış nedeni ile 2025 yılında kanser vakalarının sayısının dünya çapında 25 milyonu aşacağı öngörülmektedir. Bu nedenle kanser günümüzde en çok çalışılan konular arasında yer almakta ve kanser üzerine yapılan çalışmalar gün geçtikçe artmakta, daha etkin ve daha az yan etkili tedavi arayışı sürmektedir.
Kanser Tedavisinde Kullanılan Mevcut Yöntemler
Kanser tedavisinde kullanılan başlıca mevcut yöntemler; cerrahi işlemler, radyoterapi, kemoterapi, immünoterapi, hormon tedavisi ve lazer tedavisi olarak sıralanabilir. Kanser tedavisinde en sık başvurulan tedavi şekli; tümörün uzaklaştırılmasını sağlayan cerrahi yöntemleri kapsar. Bu, yayılım yapmamış birçok kanser için iyi bir tedavi seçeneğidir. Eğer kanser ilerlemişse ya da çevre dokulara yayılmışsa; cerrahi müdahale, radyoterapi ve kemoterapi birlikte uygulanabilir.
Kanserle Mücadelede Güncel Stratejiler
2000 yılından itibaren Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA, US Food and Drug Administration) tarafından onaylanan yeni antikanser ilaçlar değerlendirildiğinde, büyük kısmını hedefe yönelik ilaçların oluşturduğu görülmektedir. Hedefe yönelik tedaviler, kanserin büyümesine, ilerlemesine ve yayılmasına sebep olan spesifik moleküler hedeflere müdahale ederek etki gösterirler. Bu tür tedavi, kanserli hücredeki değişiklikleri hedef alarak normal hücrelere verilen zararı azaltır ve kanser hücrelerinin gelişimini ve yayılımını önler.
Kanser Tedavisinde ve Tümör Görüntülemesinde Nanoteknolojik Uygulamalar:
Kozmetikten ilaca, boya sanayisinden biyoteknolojiye kadar pek çok sektörde kullanılan nanoteknolojiden kanser tedavisinde de yararlanma çabaları sürmektedir. Dünyada onaylanmış ve deneme aşamasında olan bazı çalışmalarda, nanopartiküller vasıtasıyla kanserli hücreler öldürebilmektedir.
Nanoteknoloji kullanılarak geliştirilen özel taşıyıcı sistemler sayesinde sağlıklı hücrelere etki etmeyen ancak kanser hücrelerini öldüren uygulamalar artık mümkün olabilmektedir.
tedavisinde araştırmacılara yeni araçlar sağlamaktadır. Bu teknoloji, tümöre özgü ligandlar, antikorlar, antikanser ilaçları ve görüntüleme problemleri dahil olmak üzere aynı anda birden fazla fonksiyonel molekül ile konjuge edilebilen ve onkolojide kullanılabilen nanopartiküllerin geliştirilmesini sağlamıştır. Bu nanopartiküller kanser hücrelerinden daha küçüktürler. Bunlar kolaylıkla kan damarları vasıtasıyla aktarılabilirler ve kanser hücrelerinin hem yüzeyindeki hem de içindeki hedef aldıkları tümöre-özgü proteinler ile etkileşime geçebilirler. Tümör hücrelerini hedef alan nanopartikülleri kullanan ilaç dağıtım sistemleri ile çok daha düşük ilaç dozlarıyla kanser tedavisinde yüksek başarı elde edilebilir. Nanoteknolojideki hızlı gelişmeler sayesinde önümüzdeki yıllarda kanser tedavisi daha akılcı ve daha etkili bir şekilde yapılabilecektir.
Kanser Tedavisinde Lenfatik Hedeflendirme
Lenf damarları; insanlarda kanserin yayılım yapmasına olanak sağlayan önemli bir yolaktır. Birçok metastatik kanser türü lenf yollarından geçerek çevre dokulara yayılırlar. Son yıllarda yapılan araştırmalar, kanserde lenfanjiyojenezin rolünün ve lenf damarlarının gelişiminin altında yatan moleküler mekanizmaların anlaşılmasını sağlamıştır. Kanser tedavisinde kullanılmak üzere büyüme faktör reseptörlerini hedeflemek ve kinaz etkisini engellemek için küçük bileşikler kullanılır. Hedeflendirmede yeni hedeflerin, yeni ligantların bulunması, nanotaşıyıcıların özelliklerinin iyileştirilmesi sayesinde, ilacın tümörlü bölgeye daha etkili bir şekilde taşınması ve daha az yan etkiye neden olması amaçlanmaktadır. Lenfatik hedeflendirme, kanserin yayılımını önlemek için son derece önemlidir. Lipitlerin emilim mekanizmalarının ve intestinal bölgenin fizikokimyasal özelliklerinin daha iyi anlaşılması sayesinde lenfatik sisteme hedeflendirmede daha etkili formülasyonların geliştirilmesi mümkün olmuştur. Böylece, kanser tedavisinin daha etkin bir biçimde yürütülmesi için önemli bir adım atılmıştır. Gelecekte de, bu çalışmaların kanser tedavisinde başarıyı daha da artırması beklenmektedir.
Hedefe Yönelik Kanser Tedavisinde Kullanılan Akıllı İlaçlar: EGFR İnhibitörleri
Çağımızın en ölümcül hastalıklarından olan kanserle baş edebilmek için, tümör hücrelerine karşı seçici olarak hedeflenmiş ilaçlar geliştirilmektedir. Bu alanda, büyük umut vadeden hedeflerden biri Epidermal büyüme faktörü reseptörü (EGFR)’dir. Protein tirozin kinaz reseptörlerinden biri olan EGFR, sadece hücrenin canlılığı için gerekli biyolojik olayları kontrol etmekle kalmaz, aynı zamanda tümör büyümesi ve metastazı için gerekli olan anjiyojeneze de yardımcı olur. Tümör hücrelerinde artan EGFR oranlarının keşfedilmesinin ardından, tümör hücrelerinde EGFR hedefine karşı seçici protein tirozin kinaz inhibitörleri geliştirmek için pek çok çalışma yapılmıştır. Keşfedilen ilk inhibitörlere karşı direnç gelişimi gözlenmesinden dolayı, farklı yapısal özelliklere sahip yeni EGFR tirozin kinaz inhibitörleri geliştirilmiş ve etki şekillerine göre üç kuşağa ayrılmıştır. Moleküler hedeflenmiş bu inhibitörlerle yapılan çalışmalar, heyecan verici sonuçlar ve klinik gelişim ile sonuçlanmıştır.
Kanser İmmünoterapisi
Kanser tedavisinde spesifik yöntemlerden biri olan immünoterapi, bireyin bağışıklık sisteminin belirli kısımlarını kullanarak kanser gibi çeşitli hastalıkları tedavi etmek anlamına gelir. Doğrudan kanser hücrelerini hedef alarak sağlıklı hücrelere zarar vermemesiyle immünoterapiye olan ilgi her geçen gün artmaktadır. İmmünoterapide vücudun kendi hücreleri stimüle edilerek ya da dışarıdan verilen maddelerle immün yanıt oluşturulabilir. 19. Yüzyılın ikinci yarısından günümüze kadar kansere karşı çeşitli immünoterapi yöntemleri, uygulamada kendine yer bulmuştur. Kanserin oluşumu, engellenmesi ve elimine edilmesine yönelik mekanizmaların daha iyi anlaşılmasıyla birlikte tüm immünoterapötik yöntemlerde de gelişmeler yaşanmaktadır. Günümüzde monoklonal antikorlar, adoptif immünoterapi, aşılar, sitokinler ve immün sistemi destekleyici tedaviler bu kapsamda geliştirilmekte ve kansere karşı uygulanmaktadır.
Kişiye Özgü Geliştirilen Antijen Reseptörü ile Hücre Tedavisi (CAR-T)
Vücudun kendi bağışıklık sisteminin kullanımı göz önüne alındığında, immünoterapi olarak adlandırılan tedavi; kanseri tedavi etmek için geleneksel tedavilerden daha etkili ve dayanıklı bir tedavi vaat etmektedir. Bir tür immünoterapi olan kimerik antijen reseptörü-T (CAR-T) hücre tedavisi, kanser tedavisinde umut verici yeni bir T hücresi immünoterapisidir. CAR-T; bir antijen tanıma parçası ve T hücresi sinyalleşme alanlarından oluşan bir füzyon proteinidir. CAR-T hücresi, ağırlıklı olarak; akut lenfoblastik lösemi (ALL), kronik lenfositik lösemi (KLL), lenfoma (Lenf kanseri), multipl miyeloma (kemik iliği kanseri) dahil olmak üzere hematolojik kanserlerin tedavisinde kullanılmıştır. CAR-T hücresi; melanom (cilt kanseri), meme kanseri ve sarkom (bağ dokusunda oluşan tümör) gibi tümörlerin tedavisinde ise büyük umut vaat etmektedir. Güvenlik ve etkinliği artırmak, üretim maliyetlerini azaltmak ve hematolojik kanserlerin ötesinde uygulanabilir kılmak için kimerik antijen reseptörü teknolojisinin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yürütülmekte ve klinik çalışmaların sayısı katlanarak artmaya devam etmektedir.
Kaynaklar
- Mohanty R, Chowdhury CR, Arega S, Sen P, Ganguly P, Ganguly N. CAR T cell therapy: A new era for cancer treatment (Review). Oncol Rep. 2019 Dec;42(6):2183-2195. doi: 10.3892/or.2019.7335. Epub 2019 Sep 24. PMID: 31578576.
- Gök, Ö, Aslan, A. (2019). Kişiye Özgü Geliştirilen Antijen Reseptörü ile Hücre Tedavisi (CAR-T) . Journal of the Institute of Science and Technology, 9 (4) , 2235-2245. DOI: 10.21597/jist.591578
- Çevi̇k, Ö, Aydın, U, Gürsoy, R. (2012). Kanser Tedavisinde Lenfatik Hedeflendirme. Hacettepe University Journal of the Faculty of Pharmacy , (1) , 67-90. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/hujpharm/issue/49827/639003
- Barbaros, M, Di̇kmen, M . (2015). Kanser immünoterapisi . Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fen Bilimleri Dergisi, 31 (4), 177-182. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/erciyesfen/issue/25543/269496
- Cemre ACAR, Tunca Gül ALTUNTAŞ. Hedefe Yönelik Kanser Tedavisinde Kullanılan Akıllı İlaçlar: EGFR İnhibitörleri. J. Pharm. Sci 2019;44:47–63
- Erdoğan, A, Özkan, A. (2013). Kanser Tedavisinde ve Tümör Görüntülemesinde Nanoteknolojik Uygulamalar. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi, 22 (3) , 426-440. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/aktd/issue/2207/29362
- https://www.pennmedicine.org/news/news-releases/2020/january/penn-researchers-identify-cancer-cell-defect-driving-resistance-to-car-t-cell-therapy